-
Prof. Dr. Esra Eryaman
Kulak Burun Boğaz ve Boyun Cerrahisi Uzmanı
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi / Şişli/ İstanbul/ Haliç Tıp Fak. Öğretim Üyesi
Alerjik kişi, alerjenler, alerji mevsimi gibi sözcükleri çevremizde çok sık duyarız. Bunların gerçek anlamları nedir? Çevredeki bir partikül, burun, ağız veya gözden vücuda temas eder ise, bu maddeye karşı vücudun korunması için immün bir yanıt (bağışıklık sisteminin verdiği cevap) gelişir.
Bu normal şartlar altında, her insanda doğal bir koruma yolu olan “İmmünglobulin E” ile gerçekleşir, ancak bazı kişiler, bazı maddelere karşı daha fazla reaksiyon gösterirler ve yüksek miktarda immünglobulin E üretirler, bu kişiler alerjiktirler, diğer bir değimle atopiktirler, bu maddeler ise alerjenlerdir.
Kişinin alerjik olma nedenleri değişik faktörlere bağlıdır, ancak en çok genetik faktör üzerinde durulmaktadır. Alerji tipleri saman nezlesi dediğimiz mevsimsel alerji, pereniyal dediğimiz tüm sene devam eden alerji, meslek alerjisi ve gıda alerjisi olarak dörde ayrılır.
Saman nezlesi, en sık polenler ile ortaya çıkar. İlkbaharda ağaç polenleri önceliklidir. Yaz sonunda ot ve çayır polenleri, yaz sonu ve sonbaharda ise özellikle yağmur sezonlarında küf dediğimiz mantar sporları önem kazanır.
Pereniyal dediğimiz tüm sene boyunca devam eden alerji ise tozlu ortamlarda bulunan gözle görülmeyen mite denilen böcekler ile olur. 15-20 derecede , %60-70 nem oranında daha çok yaşarlar. Esasen, akarların dışkılarından atılan proteinler alerjiktirler. Halılarda, perdelerde, yastıkların içinde, battaniyelerde, kanepelerde, banyoda bulunurlar. Evcil hayvanlar pereniyal alerjinin diğer sebeplerindedirler. Kedilerin salya proteinleri kürklerinin üzerinde kurur ve havaya saçılarak alerjen hale gelirler. Son yıllarda hamamböceklerine bağlı alerjiler gündeme gelmiştir.
Mesleki alerjenler grubuna laboratuvarda çalışanlar için sıçan ve fareler, hemşire ve doktorlar için lateks alerjisi dediğimiz eldivenler, marangozlar için ağaç tozları girebilir.
Gıda alerjisi oldukça sıktır. Bu insanlar solunum yolu alerjenlerine de hassastırlar ancak, reaksiyonlar gıda alımını takiben başlar. Sabit ve periyodik olmak üzere iki tipi vardır. Sabit tipte alerjik reaksiyon gıda alımından kısa bir süre sonra başlar ve basit burun tıkanıklığından alerjik şoka kadar gidebilir. Periyodik tipte ise belirtiler geç başlar. Gıda miktarı ve sıklığı da önemlidir. Bir besinin bir oturuşta aşırı miktarda yenmesi veya nadiren alınan bir besinin sık aralıklar ile tüketilmeye başlanması, alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Peynir, yumurta, kötü saklanmış balık, soya, bazı şaraplar, aspirin, fasulye, kiwi, çilek, fındık, buğday, domates alerjenler arasındadır.
Hava kirliliği, sigara, trafik dumanı, tek başlarına alerjenler grubuna girmezler. Ancak zararlı faktörler olarak burunda reaksiyon yaparlar ve alerjik kişilerde reaksiyonların daha şiddetli olmasına neden olurlar.
Tüm bu alerji tiplerinin değişik klinik semptomları bulunmaktadır. Saman nezlesi şikâyetleri bazı mevsimlerde daha çok olmak üzere ani olarak başlar. Burunda tıkanıklık, sulu akıntı, gözde yanma ve hapşırık oluşur. Kişilerin gözaltlarında hafif morluk ve burun çekmeye ve silmeye bağlı burun bölgelerinde kızarıklık görülür.
Pereniyal alerjide ise, burun içi örtüsünde alerjiye bağlı gelişen değişiklik sonucu, burun önünden ve genize doğru koyu kıvamda, yeşil bir akıntı olur. Koku ve tat kaybı, kulakta ara ara dolgunluk hissi ve sinüzit görülür. Özellikle çocuklarda görülen orta kulakta uzun süre sıvı toplanmasının nedenleri arasında alerji de bulunmaktadır. Burun içinde alerjiye bağlı olarak sinüslerin açıldığı deliklerde ödem ve tıkanıklık oluşur, buna bağlı olarak sinüzit gelişir. Özellikle son yıllarda alerjik mantar sinüzitlerine çok sık rastlanmaktadır.
Gıda alerjisinde ise, burunda sulu akıntının yanında, bağırsak bozukluğu, kusma, egzema, astım, dermatit gibi semptomlarda görülür. Gıda alerjisi tehlikeli olabilir. Olmadık zamanda kısa sürede gelişen anaflaktik şok ve gırtlak ödemi hayati tehlike taşır.
Alerji tetkikleri, bazı alerjenleri cilt yoluyla kişiye vererek veya laboratuvarda radyoabsorbsiyon veya elisa sistemleri ile yapılabilir. Ancak bunlarda yalancı negatiflik mümkündür. Teknolojinin ilerlemesi ve yeni alerjenlerin tespiti ile ileride daha güvenilir testler bulunacağına inanıyoruz. En sık kullanılan tetkik, ön kola alerjen maddeleri cilt altına vererek reaksiyonlarını ölçtüğümüz PRİCK testidir. 15 dakika gibi kısa sürede cevap alırız.
Alerjik bir şahıs öncelikle kendini alerjenlerden korumalıdır. Polenlerin yoğun olduğu dönemde evin pencerelerine dikkat etmek, sokağa çıkmaları azaltmak veya maske kullanmak, evde bulunan hayvanlardan uzaklaşmak veya mümkün olmadığı hallerde temizliklerine dikkat etmek, yatak örtüleri, halı, perde temizlikleri, yastık ve şilteleri kılıf içine koymak pratik çareler arsındadır. Genel olarak egzersiz, sağlıklı ve düzenli beslenme ve doktor kontrolü önemlidir. İlaçlar arasında, alerji mevsimlerinden önce başlamak üzere buruna kromolin sodyum spreyleri, alerji döneminde ise, antihistaminik ve kortizonlu spreyler kullanılmaktadır. Ancak gıda alerjisinde, öncelikle alerjiye neden olan besinin bulunması ve bu besinin menüden çıkartılması önerilir. Zira alınan antihistaminik gibi ilaçlar hayati tehlike taşıyabilecek şok, farenks ve gırtlak ödemi gibi durumları gölgeler. Alerjenlerin vücuda artan dozlarda uzun süre vererek bağışıklık kazanılmasını sağlayan immün terapi ise diğer bir tedavi şeklidir.
Sonuçta öncelikle ailede alerji eğilimi, kişide alerji teşhisi ve şikâyetlerin belirlenmesi ve alerjenlerin tespiti, daha sonrada da sistemli ve kontrollü tedavi önemlidir. Kişinin bu konuda bilinçli olması tedaviyi etkileyen en önemli faktördür.
ALERJİK BÜNYE NEDİR VE ORTAYA ÇIKIŞI?
Normal kişilerde bazı doğal maddelere karşı reaksiyon gelişmezken, bazı kişiler bu maddelere karşı istilayı önlemek için aşırı bağışıklık cevabı verir. Bunlara alerjik bünyeler denir. Alerjenler bu yanıt sonunda kişinin vücudunda, istenmeyen etkilere yol açan bazı kimyasal maddeler salgılar. Bu maddeler alerjinin tüm şikâyetlerini meydana getirir.
ALLERJİ TİPLERİ
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.